8 Eylül 2010 Çarşamba

mutlu olsun...arbedesiz olsun....

sol üstteki sevdimseni.com olayına da koptum :)

bir tane değiller ki...

al işte...Tarık Hafız...



bu da Atıl Hafız...
ne diyim ki :)

27 Temmuz 2010 Salı

Çocuklar

Çocuklar
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır
Bedenlerini tutabilirsiniz ama ruhlarını değil
Çünkü ruhlar yarındadır
Siz ise yarını düşleriniz de bile göremezsiniz
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ileride atılmış oklar
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü o okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever

9 Temmuz 2010 Cuma

.....SON NOKTA....

bir tatanganın son çırpınışları ya da kelimelerin kifayetsiz kaldığı an...


29 Haziran 2010 Salı

arkadaşın düğününden...

Nerde Yanlış Yaptık ??

İnsan bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden.
Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor,
dağıtıyor, yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkartıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun
olmuyor. Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla
ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza
kadar yapılan işler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler
üretiliyor. Müthiş bir keyifle dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını, kocasını, sevgilisini
bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan insanın hayatını idame ettirebilmesi için büyük
bir avantaj oluyor.

Ama insan sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere, eleştiriler, haliyle
bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her
zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor.
Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil
fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor.
İnsan, sevgiliyken, evliyken çok daha hassaslaşıyor. En küçük şeye
bile ''Bana bunu nasıl yapar?'' oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar
çok daha geniş. İnsan her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor, tüm gün başka
insanları dinlemiş olduğundan yorulmuş oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da karşındaki
seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, ''Tetiği ilk kim çekecek?'' diye
gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar
zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde işin içine başkalarının ne düşüneceği
girdiğinden gerilim artıyor, ''biz''i düşünmekten ''ben'' karam bole gidiyor.

Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor, hiç itirazım yok, o
da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler
paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana en iyisi, en
güzeli bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu
düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek. Hem arkadaşın hem sevgilin gibi olabileceğin
biri, hem arkadaşlığı hem sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak,
konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum
tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili
gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin
harcı değil gibi...

28 Haziran 2010 Pazartesi

Sıradan bir Pazartesi akşamı

Sondan başa :)
- Birde içe keyifli derin yolculuk...
- Artık içkim, sigaram, mum ve müzik.
- Oh be çöpler tamam, mutfak temiz, salon temiz, bulaşıklar makinada.
- Bu streç filmi icat edenin kökünü s...yim.
- Yenisini kopart büzüştürmeden, kadınlar nasıl oluyorda bir kerede kapatıyor tabağı streç filmle, çat diye.
- Bir tarafından tutuyorsun diğer tarafı büzüşüyor. Hiç uğraşma at bunu çöpe buzdolabına bulaşır yağlar.
- Benmi çok beceriksizim? yine lakerdanın zeytinyağına bulaştı strec filmin köşesi.
- Bu bulaşık makinasının içini hangi gerizekalı bu kadar dar yaptı?
- Kızlar bulaşık makinasına tabakları kaseleri nasılda güzel yerleştirmiş, birde benim koyduklarıma bak.
- Siktir et bir torba daha doğaya karışmış ne olmuş yani. Kapat gitsin.
- Bir torbayı zor kapattım ikinci torba bomboş, belki biraz daha çöp çıkar bunu kapatmıyayım.
- Çöpün ağzını kapatayım.
- Sabah çöpler kokmasın.
- Mutfağı da toplayayım başlamışken.
- Son kadehimi keyifle içerim.
- Salonu toplıyayım
- Müzik güzel.
- Işıkları kapat. Mum yak.
- Herkes gitti, kaldık başbaşa.. karanlık, müzik, televizyonda akvaryum, son kadeh, günün tahmini en keyifli son 5 sigarası ve gelmeyen uyku.
- Brezilya Şiliyi 3-0 yendi, ya ne olacak tı? Goller güzel, güya maç seyrediyoz.

18 Haziran 2010 Cuma

bu akşam...

Bizim grup bozmuş niyeti bu gece...
date ettim date eyledim diyen düşmüş yola...
Cemo, hiiç haber vermeden 21.00 gibi date planı yapmış..
Tarık hafızın zaten date var..as usual :)
Şenolum da bişeylerin peşinde ama du bakalım hayırlısı...

Bana da yalnızlığımı yanıma alıp, terlikleri de ayağıma giyip Taxime gitmek düşer :)

Bu kadro 12.00 de taxime düşmeyeydi iyiydi :)

herkese iyi hafta sonları
Gülo

16 Haziran 2010 Çarşamba

My Club Yaza Merhaba Partisi yaptı...Yapmayaydı iyiydi ...

c.tesi günü çok güzel, sakin bir güne uyandım..
Evde kahvaltı yapmak yerine, en eski iş yerinden sevdiğim bir arkadaşıma kahvaltıya gittim..Annesi, ben, arkadaş..güzel güzel kahvaltımız yaptık.Kahvelerimizi içtik, yalandan fallarımıza bile baktık!!
Muhabbeti, tatlı sohbetler, seviyeli söylemlerle öğlene bağladık.
Daha sonra oradan çıkıp başka bir arkadaşıma kahve içmeye gittim..Orada da bi sakinlik bi huzur..
Dur bakalım hayırlısı deyip evin yolunu tuttum.
eee akşama klübün partisi var...
gitmesek olur mu??? tabiki olmaz!!!

olaya biraz geç katılmamla birlikte, bizimkileri aşağıdaki halde buldum!!




bundan sonraki olayları listeleyim de kafanızda siz canlandırın!!

--daha kapıdan içeri girerken, cep telefonuyla konuşan bi oğlanın arkadaşına "abi acayip piyasa var, acayip karılar var içerde atla gel" demeyeydi iyiydi

--bizim grubu gördüğümde ilk gözüme çarpan şey Onur'un kopuk uçurtma gibi sallanması olmayaydı iyiydi

--Cemocan ve Levent'in ayak numaraları dahi birbirine uymayaydı ve Cemo partiye Levent'in kıyafetlerini giyerek gelmeyeydi iyiydi.

--Seza sigara paketini arka cebinde taşımayaydı iyiydi

--Timur, karısına "ekmek almaya gidiyorum" diyerek evden kaçmayaydı iyiydi.

--Şenol, o puroyu yakmamaydı iyiydi



--Bacanacım 40 yıllık arkadaşını alakasız bir partide görmeyeydi ve gecenin sonunda aynı arkadaşını taxiden atmayaydı iyiydi.

--Aynı eleman göz doktoruyum ben diye diye kirpiklerimi yakmayaydı iyiydi sonrasında telefon numaramı almak için 1000 tane numara yapmaya kalkmasaydı daha da iyiydi.

--Cemo adama ayar olup, sen artık gitsene demeyeydi iyiydi

--Ben, oğlana tel numaram yerine bacanacımın numarasını vermeyeydim iyiydi.

--Ali Ağaoğlu, tüm görgüzüslüğü ile yaklaşık yarım saat havai fişek attırmayaydı, bu bağlamda bizim paralar havada uçmayaydı, seneye üyelikler 2 katına çıkmayaydı iyiydi.
Hani o kadar ki....uçakla yukarıdan geçenler, aşağıda israil ülkeye girdi, savaş çıktı sanmayalardı iyiydi.

--Bacanacımla, Seza içkileri yere döktüğünden, havuz kenarındaki palmiyenin gövdesini çanta askısı olarak kullanmayaydım iyiydi.

--Tatangalar küçük çapta bir arıza çıkartmayalardı iyiydi.

--Aslı, VIPye Şenolu çekmeyeydi iyiydi.

--Cemo, çantama 70 lik içki koymamaydı iyiydi.

--Su balesi yapmak üzere geceye davet edilen kızlar, havuz üzerindeki plastik bardaklardan yer bulup gösterilerini yapaları iyiydi.

--Aynı gece Tarık,Atıl,Pınar da aramızda olaydı iyiydi.

--Cemo anahtarını Aslıda unutmayaydı ve Aslı bunu hatırlamayaydı iyiydi.

--Yine sandalyeler ters çevrilirken mekandan ayrılmayaydık iyiydi :-)

11 Haziran 2010 Cuma

Nedir Normal?

İkinciye evlenen arkadaşının bekarlığa veda partisinde bol alkol ve sanki sonunu bilen kuzular gibi duran arkadaşını seyretmekmi.. Yoksa onun içindeki kurdu ortaya çıkartmakmı?

Ordan çıkıp gece 3 te arayan işten yeni çıkmış arkadaşına içmeye gitmekmi yoksa takside uyuyup yanlışlıkla kaçırıp zorunlu eve dönmekmi?

Evde hazır uykun gelmişken yatağa gitmekmi yoksa sırf canın çekti diye hiç sevmediğin çikolatalı pastadan bir dilim yiyip sabaha kadar oturmakmı?

Kum balığı modunda kitap okumakmı yoksa "alors en dance" i dinleyip gece 2 de amaçsızca hız yapmakmı?

Normal insan arıyorum.. ilandır!!

4 Haziran 2010 Cuma

Reçete

İnsan
Heyecanlı olmalı.. peygamber çubuğu kadar..
Huzurlu olmalı.. bir çocuğunki kadar.. oynayan çocuğunun huzurunu
kıskanırcasına..
İnançlı olmalı.. fakirliği, hastalığı, kötü evladın zulmünü bile
şükürle karşılayan dede kadar..
Cesur olmalı.. sanki baban Cengiz Kagan'mış gibi.. hem de kokainsiz..
Sağlıklı olmalı... sigara içki ve her türlü eziyete dayanacak kadar..
Güzel olmalı.. bakmaya doyulmayan, her türlü salaklığı en akıllısına
yaptıracak kadar..
Mütevazı olmalı.. hiçbirşey bilmediğini, olmadığını bilecek kadar..
İşte o zaman hayat sana güzel bu dünyada..
Yoksa olmadı hayat be.. bir dahakine...
..

27 Mayıs 2010 Perşembe

Cemocan'dan....

A guy woke up in the morning with a terrible hangover. Next to the bed was a couple of aspirins, a glass of water, and a note from his wife...
Honey, there's a hot breakfast waiting for you in the kitchen. Love, your wife.
He looks around the room and sees that it is in perfect order, spotlessly clean.
So is the rest of the house.

He stumbles into the bathroom and notices a huge black eye. After shaving, he goes to the kitchen, and sees that the hall mirror is broken too.

His son is in the kitchen and as he?s eating his huge breakfast the guy asks the son what all this is about.

Well, last night you came home drunk off your ass, stumbled into the mirror and hit your head on the doorknob. Mom helped you to bed, and as she's trying to get your pants off you kicked her away and said "get off me lady, I'm married".

6 Mayıs 2010 Perşembe

Yolun Yarısı!


O o o bir Hatice... Uyuyan arkadaşı su içmek istermi acaba diye yanıbaşına suyunu koyacak kadar..
O o o bir Karakartal, maça girmek için her numarayı çekecek, gazetelere kapak olacak kadar !! :)
O o o bir Okşan, simsiyah sürmeleri, saçları ve kostümüyle Selma Hayek'i kıskandıracak kadar!!
O o o bir Burak, rakıyı sek içip üstüne 10 bira cila çekecek kadar!!!
O o o bir Hafızz, Hollanda milli namaz takımıyla ayinden Taksim'deki arızalarına kadar!!

İyiki doğdun iyiki varsın Gülo!!
Tam ortasındasın hayatın, santradan gol olurmu olur!!
Seni çok seviyoruz!!

20 Nisan 2010 Salı

aa ! kim doğmuş !!!

aramızdaki en küçük elemanın sen olduğunu düşünürsek ve senin de 30'una bastığını düşünürsek !!!!!
Pek fena bizim durumlar :-)
Kendimize çıkarttığım sonuç bu...
Sana gelince... "keşke"lerinden çok "iyi ki"lerinin olduğu bir yıl olsun!!!
Hep böyle gül olur mu ??
doğum günün kutlu olsun!



1 Nisan 2010 Perşembe

---tam da bugün---




İstanbul-İzmir otoyol ihalesini aldığın günkü gibi paran,







sıkı bir rocker gibi enerjin,





yan resimde görüldüğü gibi caziben hiç eksik olmasın :-)




DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN!

-seni seviyoruz

26 Mart 2010 Cuma

Bir Pişmanlığın Anatomisi

Gün -1: Arkadaşlarınla bu sefer de kahve içelim iyi niyetiyle plan yapılır.

18:00: İçindeki huzursuzluğa rağmen nasıl olsa kahve içeceğiz diye düşünerek arabaya binilir.

18:30: Caddeye doğru trafikte ilerlerken arabada muhabbet ve keyif yavaş yavaş ilerler.
İçimizden birinin "Ne kahvesi ya, s.... et kahveyi, rakı içelim" nazik önerisi herkesin duygularına tercüman olur.
Önceden yaşanmış pişmanlıklar hatırlanıp dalga geçilir.

19:00: Caddeye varış
Kehveciye doğru yürürken bir diğerinin "Ne kahvesi ya benim zaten karnımda aç" cümlesiyle karar oybiriliği ifadesi olan sessizlikle kahvecinin önünden öylece yürünüp daha önce denenmiş, zaten yakınlarda olan keyifli bir balıkçıya doğru yürüyüşe konulur.
Daha sonra katılacaklara emrivaki SMS ve telefon aracılığıyla bildirilir
Masaya oturunca bir 70mişlik hepimize iki kadeh kararı alınır.

21:00: Sonradan gelene rakı kalmaz, o gelince "ben zaten içmeyeyim, spordan geliyorum" şakalarını yaptıktan sonra bir küçük daha söylenir.
Neşe gelir.

22:00: Gecenin 12 de bitmeyeceği diğer bir bir premier lig pişmanının katılımıyla kesinleşir.
Artık gecenin ne zaman ve nerede biteceğini kimse bilemez.

00:30: Ertesi sabah ile ilgili endişeler ufak ufak belirir. İşe gitmek, sabah toplantı gibi konular cila için söylenen biralar yudumlanırken dillenmeye başlar. gruptan kopmalar olur.

01:00: Balıkçıdan çıkılırken kalanlarla kopanlar vedalaşır. Kalanlar hiç tartışmadan yakındaki pub a girip cilaya devam eder. Derin konular açılır sohbet insanın içine işlerken cila yerini sanki gece yeni başlamış hissine bırakır

02:00: Kalkılır. Gerçekten kalkıp herkes evine gider. Motorlar gelen çevirmelere karşı daha dayanıklı olduğundan önden gider. Arabayla gelen bildiği çevirmelerin etrafından dolaşır.

02:30 suları : Eve çok az kalmıştır, son çevirme noktası olan Atatürk caddesi de Okko nun oradan dolaşarak atlatılır.
Derken yoldaki dubalara rağmen hala durdurulmayacağı umudu içinde yaşar. Ama durdurulur.
Cam sonuna kadar indirilir, sigara atılır, iç ışık yakılır.
25 yaşlarındaki beyaz şapkalı iki genç "İyi akşamlar beyefendi ehliyet ruhsat lütfen"...
Şapkalı genç: "Kolestrolünüz ne durumda ? "
Pişman: "Evet biraz olmalı"
Şapkalı Genç: "Üfleyin bakalım"
Pişman: "Üflemeyeyim hiç"
diye pişmanın ricacı olması başlar.

Gençlerde ısrarcıdır, alternatif kolestrol ölçüm yöntemleri gençler tarafından, alternatif çözüm yöntemleri pişman tarafından tartışimaya açılır.

Pişman bütün alternatif çözüm yöntemlerini, bütün sosyal yeteneklerini tükettikten sonra gençlere ufak çaplı bir arıza yöntemini dener.

Ufak çaplı arıza da işe yaramayınca araba çekicinin üzerinde, pişman gençlerin arabasında Haydarpaşa Numune'ye doğu yola konulur.
Bu süre zarfında pişman yardımı olabilecek uzun süredir görüşmediği arkadaşlarını arar.
gecenin bu saatinde telefonların açılmamasıyla pişmanda umutlar tükenmeye başlar.


03:30: Numune'de elinde tüpler ve şırıngayla gelen arkadaşa alternatif çözüm yolları sorulur, sunulur.
Genç görevini yapmaktadır. Pişman, test odasındaki diğer çalışanlara sistemle ilgili küçük bir serzenişte bulunur.
Pişmanın halen kibar olması beyaz şapkalı gençlerin kararlılığındanmı kaynaklanmaktadır kendiside anlayamaz :)

03:45: Yeni Bosna mı? Test için alınan kan örnekleri Yeni Bosna'ya götürülecektir, pişman kanun gereği onlarla gitmelidir, artık bu kadar eziyetten sonra gençlerin arabasında sigara içmek ister ama gençler bunda bile esnemez.

04:00: Yeni Bosna'da pişmanın alternatif çözüm önerileri için ortam hiç müsait değildir.
İşlemler yapılır ve gençler getirdikleri pişmanı tabiiki orada bırakırlar.
Pişman bir taksiye atlar, çok yorgundur artık ama düşünmek istemez.

04:30: Eve gelinir, uzun zamandan sonra ilke defa araba park etme derdi olmadan sakince eve doğru yürünür.
Uyku.

08:30: Telefon çalar. Gece aranan arkadaşlardan biri merak etmiştir. Konu anlatılır. Arkadaşın bir çözüm önerisi vardır. Hafiften umutlar yeşerir.
Bu arada uyanan kardeş, Abi nerdeydin vs sorularını sorarken, kardeşin şaşkınlığını görme zevkiyle "Ehliyeti kaptırdık hafız" cümlesi bomba gibi ortaya bırakılır.
Kardeşinin "Ah Abi" ile başlayan hoş sohbetine çok sevdiği kardeşinin arkadaşı uyanır ve sabahı şenlendirir.
"Daha doyamadan gitti canım araba". Evin içinde bir neşe gider.

09:00: Pişman duş alırken gece aranmış diğer arkadaşlar geri arar, kardeş açıklamalarda bulunur.
Taziyeler kabul edilir..

10:00: İşe geliş. Arabalardan sorumlu arkadaşla durum değerlendirmesi. Arabanın gideceğinin öğrenilmesi. çöküntü başlangıcı. Tövbeler..

Gün+1 : Yaşanan çeşitli eziyetler:
Haftasonu çocuğuyla planının iptali.
Yazla ilgili planların iptali.
Korsan taksi araştırmaları.
İnternetten bisiklet araştırması.
İnşallah kolestrolüm yüksek çıkmaz, uzun sürede içtim avuntu kırıntıları.
İşyerinde HR la yaşanabilecek olumsuzluklar, utanılacak durumlar.
İlgili şirket prosedürlerinin intranetten araştırılması.
İşyerinde samimi arkadaşlarla konunun paylaşılması, yorumlar, örneklerin paylaşılması.
Arkadaşlarla beraber telefonda & chatte konuyla ilgili dalga geçme. taziye kabulü.
Telefon her çaldığında, her SMS geldiğinde yaşanan heyecan.
Tövbeler..
Bekleyiş..

18:30 Tünelin ucunda ışık olduğu haberinin gelmesi.
Bekleyişe devam.. Erken sevinme ve sonrasındaki olabilecek çöküş ile ilgili endişeler.
Tövbeler..

Pişman bütün bunları yaşarken çok mutludur!! Asıl düşündürücü olan da bu..

15 Mart 2010 Pazartesi

Olduğu kadar!!

Senede bir özlü söz buluyoruz buda sevgili Başak ve Tevfik'ten..

Yüzde ısrar etme doksanda olur,
İnsan dediğinde noksanda olur,
Sakın büyüklenme elde neler var,
Bir ben varım deme yoksan da olur.

Teşekkürler Başak & Tevfik
Tevfik Copyright Mevlana'dan dedi... Bilseydik iyiydi:)

14 Mart 2010 Pazar

11 Mart 2010 Perşembe

10 Mart 2010 Çarşamba

FAKE IT TILL U MAKE IT !!!!!!!!!!!!!

5 Mart 2010 Cuma

pişmanlık öngörüleri, kendini gerçekleştiren kehanetler,tövbeler :))))


haftasonu geldi çattı. istatiklerimize en çok pişmanlıkların yaşandıgı günler haftasonları, en çok pişman olunan yer taksim. en çok pişman olunan saat 4:00 am 5:00 am.

haftanın muhetemel tövbe zamanları
cumartesi pazar 14 pm kahvaltı vakti.

muhetemel tövbe bozumları vakti

pazar 10 pm (teker dönme vakti olarak ta bilinir) not müteakip pişmanlık vakti 7 30 am
cuma 17:00

amanın !





şöyle bir düşününce, hesap edince...34 mü oldun yani??

Acaba eski sevgilim arar mı, yeni sevgilim ne süpriz yapacak, dostlarım ne alacak triplerine kapılmamanı öneririm :-)
Yasamında sadece sana özel olan diğerleri içinse pasta yemek, dans etmek, eğlenmek yeni insanlar tanıyıp networking yapmak anlamında olan günü yaşıyosun :-)

Nice yaşlara Tarık Abi!!
Seni Seviyoruz

4 Mart 2010 Perşembe

1-7 Mart Haftası - YeşilAy Haftası



Sağlığını seviyorsan
Güçlü kalmak diliyorsan
Zehir nedir biliyorsan
İçme zararlı içkiden
......
......

Bu olmadı mı? bi de bunu deneyelim bakalım


Sigara, içki ve kumar,
Hepsi sağlığa zarar.
Kendini, keseni düşün,
İnsan canına mı kıyar?
Eroin, kokain, esrar
Gençliğini tüm yıkar.
Aileni, kendini düşün,
İnsan bir kez doğar.



Sanki bu oldu mu???

Burada felsemiz devreye giriyor...
" olduğu kadar hafızzz! "

Bu arada aklıma gelen, başka bişey daha var...
Yıllar öncesinde Yeşilay Gebze Şubesi yöneticileri sigara böreğine bundan sonra Yeşilay böreği densin diye bi kampanya başlatmışlardı!!!

Kendilerine Allahtan akıl-fikir diliyorum ve buradan sesleniyorum.
Ayrıca, "Gebze şaşırma, sabrımızı taşırma" diyorum.

Bundan böyle meyhane pilavına da, kütüphane pilavı denmeyeydi iyiydi :-)

2 Mart 2010 Salı

iddaa

Türkiye, Slovakya'ya yenilip Almanya'da - İzlandayla berabere kalmayaydı, benim kupon da yatmayaydı iyiydi...

@Ankara

Sabah alarmı kapatıp uyumayaydım iyiydi.. Tarık Bey Bu sizin için yapılan son çağrı... iyiki online check-in var..

1 Mart 2010 Pazartesi

iyiydi

bu bloğun kullanımı bu kadar karışık olmayaydı iyiydi!!!