Gün -1: Arkadaşlarınla bu sefer de kahve içelim iyi niyetiyle plan yapılır.
18:00: İçindeki huzursuzluğa rağmen nasıl olsa kahve içeceğiz diye düşünerek arabaya binilir.
18:30: Caddeye doğru trafikte ilerlerken arabada muhabbet ve keyif yavaş yavaş ilerler.
İçimizden birinin "Ne kahvesi ya, s.... et kahveyi, rakı içelim" nazik önerisi herkesin duygularına tercüman olur.
Önceden yaşanmış pişmanlıklar hatırlanıp dalga geçilir.
19:00: Caddeye varış
Kehveciye doğru yürürken bir diğerinin "Ne kahvesi ya benim zaten karnımda aç" cümlesiyle karar oybiriliği ifadesi olan sessizlikle kahvecinin önünden öylece yürünüp daha önce denenmiş, zaten yakınlarda olan keyifli bir balıkçıya doğru yürüyüşe konulur.
Daha sonra katılacaklara emrivaki SMS ve telefon aracılığıyla bildirilir
Masaya oturunca bir 70mişlik hepimize iki kadeh kararı alınır.
21:00: Sonradan gelene rakı kalmaz, o gelince "ben zaten içmeyeyim, spordan geliyorum" şakalarını yaptıktan sonra bir küçük daha söylenir.
Neşe gelir.
22:00: Gecenin 12 de bitmeyeceği diğer bir bir premier lig pişmanının katılımıyla kesinleşir.
Artık gecenin ne zaman ve nerede biteceğini kimse bilemez.
00:30: Ertesi sabah ile ilgili endişeler ufak ufak belirir. İşe gitmek, sabah toplantı gibi konular cila için söylenen biralar yudumlanırken dillenmeye başlar. gruptan kopmalar olur.
01:00: Balıkçıdan çıkılırken kalanlarla kopanlar vedalaşır. Kalanlar hiç tartışmadan yakındaki pub a girip cilaya devam eder. Derin konular açılır sohbet insanın içine işlerken cila yerini sanki gece yeni başlamış hissine bırakır
02:00: Kalkılır. Gerçekten kalkıp herkes evine gider. Motorlar gelen çevirmelere karşı daha dayanıklı olduğundan önden gider. Arabayla gelen bildiği çevirmelerin etrafından dolaşır.
02:30 suları : Eve çok az kalmıştır, son çevirme noktası olan Atatürk caddesi de Okko nun oradan dolaşarak atlatılır.
Derken yoldaki dubalara rağmen hala durdurulmayacağı umudu içinde yaşar. Ama durdurulur.
Cam sonuna kadar indirilir, sigara atılır, iç ışık yakılır.
25 yaşlarındaki beyaz şapkalı iki genç "İyi akşamlar beyefendi ehliyet ruhsat lütfen"...
Şapkalı genç: "Kolestrolünüz ne durumda ? "
Pişman: "Evet biraz olmalı"
Şapkalı Genç: "Üfleyin bakalım"
Pişman: "Üflemeyeyim hiç"
diye pişmanın ricacı olması başlar.
Gençlerde ısrarcıdır, alternatif kolestrol ölçüm yöntemleri gençler tarafından, alternatif çözüm yöntemleri pişman tarafından tartışimaya açılır.
Pişman bütün alternatif çözüm yöntemlerini, bütün sosyal yeteneklerini tükettikten sonra gençlere ufak çaplı bir arıza yöntemini dener.
Ufak çaplı arıza da işe yaramayınca araba çekicinin üzerinde, pişman gençlerin arabasında Haydarpaşa Numune'ye doğu yola konulur.
Bu süre zarfında pişman yardımı olabilecek uzun süredir görüşmediği arkadaşlarını arar.
gecenin bu saatinde telefonların açılmamasıyla pişmanda umutlar tükenmeye başlar.
03:30: Numune'de elinde tüpler ve şırıngayla gelen arkadaşa alternatif çözüm yolları sorulur, sunulur.
Genç görevini yapmaktadır. Pişman, test odasındaki diğer çalışanlara sistemle ilgili küçük bir serzenişte bulunur.
Pişmanın halen kibar olması beyaz şapkalı gençlerin kararlılığındanmı kaynaklanmaktadır kendiside anlayamaz :)
03:45: Yeni Bosna mı? Test için alınan kan örnekleri Yeni Bosna'ya götürülecektir, pişman kanun gereği onlarla gitmelidir, artık bu kadar eziyetten sonra gençlerin arabasında sigara içmek ister ama gençler bunda bile esnemez.
04:00: Yeni Bosna'da pişmanın alternatif çözüm önerileri için ortam hiç müsait değildir.
İşlemler yapılır ve gençler getirdikleri pişmanı tabiiki orada bırakırlar.
Pişman bir taksiye atlar, çok yorgundur artık ama düşünmek istemez.
04:30: Eve gelinir, uzun zamandan sonra ilke defa araba park etme derdi olmadan sakince eve doğru yürünür.
Uyku.
08:30: Telefon çalar. Gece aranan arkadaşlardan biri merak etmiştir. Konu anlatılır. Arkadaşın bir çözüm önerisi vardır. Hafiften umutlar yeşerir.
Bu arada uyanan kardeş, Abi nerdeydin vs sorularını sorarken, kardeşin şaşkınlığını görme zevkiyle "Ehliyeti kaptırdık hafız" cümlesi bomba gibi ortaya bırakılır.
Kardeşinin "Ah Abi" ile başlayan hoş sohbetine çok sevdiği kardeşinin arkadaşı uyanır ve sabahı şenlendirir.
"Daha doyamadan gitti canım araba". Evin içinde bir neşe gider.
09:00: Pişman duş alırken gece aranmış diğer arkadaşlar geri arar, kardeş açıklamalarda bulunur.
Taziyeler kabul edilir..
10:00: İşe geliş. Arabalardan sorumlu arkadaşla durum değerlendirmesi. Arabanın gideceğinin öğrenilmesi. çöküntü başlangıcı. Tövbeler..
Gün+1 : Yaşanan çeşitli eziyetler:
Haftasonu çocuğuyla planının iptali.
Yazla ilgili planların iptali.
Korsan taksi araştırmaları.
İnternetten bisiklet araştırması.
İnşallah kolestrolüm yüksek çıkmaz, uzun sürede içtim avuntu kırıntıları.
İşyerinde HR la yaşanabilecek olumsuzluklar, utanılacak durumlar.
İlgili şirket prosedürlerinin intranetten araştırılması.
İşyerinde samimi arkadaşlarla konunun paylaşılması, yorumlar, örneklerin paylaşılması.
Arkadaşlarla beraber telefonda & chatte konuyla ilgili dalga geçme. taziye kabulü.
Telefon her çaldığında, her SMS geldiğinde yaşanan heyecan.
Tövbeler..
Bekleyiş..
18:30 Tünelin ucunda ışık olduğu haberinin gelmesi.
Bekleyişe devam.. Erken sevinme ve sonrasındaki olabilecek çöküş ile ilgili endişeler.
Tövbeler..
Pişman bütün bunları yaşarken çok mutludur!! Asıl düşündürücü olan da bu..
26 Mart 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder